Aylardır bunu okuyorum kısmında duruyordu bu kitap.
Dikkat edenler olduysa eğer, ne bitmez kitapmış demişlerdir.
Başına doğru dürüst oturamadığım için uzadı da uzadı da.
Çok uzayınca da soğuyorum bir kitaptan ve başkasına geçiyorum.
Bu yaz bunu bol bol yaptım, hiç hoşlanmasam da maymun iştahlı durumlarından.
Debbie Teyze bir seri halinde kitapla girdi hayatımıza.
Küçük Mucizeler Dükkanı'nı okurken çok sevdim onu ve tarzını.
Klasik, tek karakterin dünyasına girip tüm kitapta onu anlatmamış, aynı anda karşımıza dört karakter çıkarıp, hepsinin hayatına eşzamanlı sokmuştu bizi.
Aynı kitap, Bir Yumak Mutluluk'la devam etmişti ve bunlarla ilgili yorumlarımı yazmıştı.
Bahçemde yeşeren umutlar'ın tarzı klasik usülde, tek karakter üzerine odaklanıyor; Susannah!
Evli, iki çocuk annesi bir bayan.
Bir gün, bazı nedenlerle çocukluğunun geçtiği evine, şehrine dönüyor ve geçmişini kurcalamaya başlıyor.
Kurguda en çok; insanın, başkasında affedemediği bir şeyi kendisi yaparken kendini bulmasını sevdim.
İtiraf edeyim, öncekiler kadar sıcak gelmedi bana.
Bu kitaba biraz atraksiyon ve heyecan eklemiş Debbie Teyze ama ben öncekilerdeki içimi ısıtan kurguyu tercih ederdim.
Başlarda, hatta ortaların sonuna kadar ağır ilerliyor hikaye.
Ama güzel bir kitaptı.
Okunabilitesi yüksek, hoş, cici bi kitap.
Tavsiye ediyorum..
Yolda da gerçekten yollarda okuduğum bir kitap.
Ankara-Manavgat, Manavgat-Ankara kaçamaklarımda bana eşlik etmişti.
Ama yol bitince hep bir kenarda unuttum onu.
Nihayet onu da bitirdim.
Yarım bıraktığım bir kitabı bitirdiğimde utançtan kurtulmuş gibi hissediyorum kendimi.
Koyu bir Buket Uzuner hayranıyım ve o ne yazsa okurum.
Yolda'da seyahatleri sırasında trende, uçakta karşılaştığı insanların hikayelerini yazmış.
Kısa öyküler, ee işte bir seyahatlik ne de olsa.
Honolulu'dan Hiroşima'ya farklı ülkelerin farklı şehirleri var kitapta.
Yıllar yıllar önce atılmış olan atom bombasının günümüzde yaşayan bir genç kızın hayatını nasıl mahvettiğinden, boş bir vagonda arkanızdaki koltuktan "doğum günün kutlu olsun" yazılı bir kağıt mendili size uzatan garip adamın öyküsüne farklı coğrafyaların farklı insanlarını, ülkemizde sıcaklık, cana yakınlık olarak pek sevilen davranışların Japonlar için kabalık olarak değerlendirildiği bambaşka kültürler var bu kitapta.
Her bölümün sonunda da öykünün geçtiği coğrafyaya ait bir yemek tarifi vermiş Buket Uzuner, ki gitmiş kadar olalım.
"Kendimi bildim bileli kendimi en iyi hissettiğim ruh durumum hep yolda oldu" diyor yazarımız ve öğrendim ki en çok trenle seyahat etmeyi seviyormuş.
Aynı zamanda hep karakterleriyle tanıdığım bir yazarı kendi doğal yaşantısının içinde, yaşam tarzı, insanlara yaklaşımı, bakış açısı, farklı durumlara verdiği tepki gibi yönleriyle tanıma olanağı sunduğu için ayrı bir keyif aldım.
Ben kitabı çok sevdim.
Burada da Buket Uzuner ile Yolda hakkında yapılmış olan röportaj var, okumak isteyenler için..
bir yumak mutluluğu bende okudum ve dediğin gibi bir solukta bitti. heyecanlandım meraklandım ve bende o kadınlarla birlikte mutlu oldum. hatta geçenlerde de yeşeren umutları görünce alıp okusammı diye düşünmüştüm ama madem diğerleri gibi değil eminim enim elimde daha uzun süre sürünür ..
YanıtlaSilSerinin devam kitabı çıkmış: Mucizeler dükkanına dönüş. Ondan devam edebilirsin ;)
SilYazarı Küçük Mucizeler Dükkanı ile tanıdım ve Bir Yumak Mutluluk'la devam etti onu tanımam. Diğer kitaplarını henüz okumadım. Şimdi anlatımınızdan sonra diğerlerinide vakit geçirmeden alıp okumalıyım diye düşündüm :)
YanıtlaSilbuket uzuneri ben de çok ama çok severim.tren yolculukları,finlandiya günleri hayalimdi.onunla hayallerimi yaşadım,okudum...
YanıtlaSilbir gün yaşarsın da belki. neden olmasın ki?
Sil