24 Aralık 2015 Perşembe

Tiyatro tavsiyem: Ormanlardan Hemen Önceki Gece

Ankara memur ve öğrenci şehri diye bilinir.
Ama bu memurlar ne çok kazanır, öğrenci parayı nereden bulur bilinmez, tiyatrolar ağzına kadar dolu olur.
Öyle ki, tiyatro biletinin çıkmasıyla en iyi yerlerin tükenmesi bir olur.
Siz "olsun, ayakta da izlenir bu oyun" diyene kadar iyi olmayan yerler de tükenir.
Kaçırdığınız oyunlara bir yenisi daha eklenir.
Hele de turne oyunuysa ve gösterimi 1-2 gün olursa..
Hele de tanınmış birileri oynuyorsa....



(Fotoğraflar netten alınmıştır, ee tiyatroda da fotoğraf çekilmez!)

İşte bu noktada Mehmetsiz geçen günlerime yanarım..
Sevgili Mehmet, yeni kuzenim, Aslında eşimin kuzeni ama artık benim en sevdiğim kuzenim (kalp kalp)
Tiyatro öğrencisidir kendisi.
Çocuğumuz yetenekli, yakışıklı, başarılı; aynı zamanda oldukça düşünceli.
Bir de Rıza Kocaoğlu'nun ekibinde olunca eşim, ben ve arkadaşlarımız için özel davetiye ayırmış.
Normalde bilet bulmak için parçalanacakken, hiç yorulmadan özel davetimizi aldık ve en güzel yerdeki koltuklarımıza oturarak oyunun tadını çıkardık.
Oyun, Fransız yazar Bernard Marie Koltés tarafından yazılmış tek kişilik bir oyun.
Bireyin hem toplum içindeki, hem kendi içindeki yalnızlığını anlatıyor.
Daha içeri adım attığımız anda anladık farklı bir oyun izleyeceğimizi.
Çünkü Rıza Kocaoğlu sahnedeydi.
Sahneye kurulmuş olan platformda, loş ışıkta yavaş yavaş hareket ediyor, sürünüyor, yürüyor, düşüyordu.
Oyun boyunca konuştu, bağırdı, kendini yerlere attı.
O düştükçe içim cızz etti.
Yer yer gülüp, yer yer düşündük.
Oyun bitti, alkışladık, alkışladık, alkışladık, alkışladık.
Ne kadar alkışlasak boş bu güzel performansı.



"Sokağın köşesini dönüyordun, seni o zaman gördüm, yağmur yağıyor, üst baş sıırlsıklam, saç baş perişan, olacağı bu tabi yersen o kadar yağmuru, ama olsun dedim içimden..."

Geçen sezon en iyi erkek oyuncu ödülünü de almış olan bu oyuna gitmeyi düşünüp de tereddüt eden varsa etmesin derim.
Kesinlikle pişman olmayacağınız bir oyun.



Ve Rıza Kocaoğlu..
Çıkışta sohbet etme imkanı bulduk.
Sahnede esip gürleyen o dev, gerçekte öylesine naif, öylesine kibar, öylesine sıcak ve içten..
Dayanamayıp sordum, iyiymiş, bişey olmuyormuş yerlere düştüğünde.
Herhalde biliyordur yani düşme tekniklerini, benimki de soru.
Anaç tarafım tuttu işte naparsınız..

2 yorum:

  1. Nerdeyse Ankara demek tiyatro demek, neşet ertaşın oyununa nasıl bilet buldum bir ben bir allah bilir. Biletlerin satışa açılmasını atmaca gibi bekliyoruz

    YanıtlaSil

söyleyecek bir şeyin vardır mutlaka

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...