24 Ağustos 2014 Pazar

Muğla'nın Akbük koyunda çadırda kamp yapmaya ne dersiniz?

Dolu dizgin bir yaz tatili geçirip döndüm.
Bu benim bekarlığa veda tatilimdi ve ilk yarısını tek başıma geçirmek istedim.
Ölmeden önce yapılacaklar listemde yalnız başına tatil yapmak vardı.
Artı bir çadırda tatil yapmak da vardı.
Tailimin ilk gününde listeme iki tik atmış oldum böylelikle.

Tatilimin ilk günü Muğla Akbük'te, çadır kampı
yapmaya ayrılmıştı.
Ankara'dan 10 saatlik bir otobüs yolculuğunun ardından Muğla otogara varmış bulundum.
Otobüsün buz gibi klimasının üzerime üzerime üflemesi kısmını geçmek istiyorum.
Muğla otogardan Akbük dolmuşlarına bindim.
Yaklaşık 75 dakika sonra Akbük'e geldim.
Araçla girmek isterseniz girişte ücret ödemeniz gerekiyor, ama dolmuşla ya da yaya olarak girerseniz ücret alınmıyor.

Akbük koyu kesinlikle görülmeye değer bir yer, sit alanıymış, tekne turlarının da uğrak yeri.
Turkuaz denizi olan harika bir koy.







Konaklamak için Azmakbaşı Camping'te benim için bir çadır ayırmışlardı.
Burası da internetten tesadüfen bulduğum, ilgimi çeken bir yer oldu.
Akbük'te kalacak çok fazla yer yok; 1-2 pansiyon çarptı gözüme, bunun dışında bir kaç tane daha Azmakbaşı benzeri kamp alanı var.



Bir bahçe içerisinde doğal bir ortam olması cazip geldi bana.
Denize sıfır değil, biraz yürümek gerekiyor; ama zaten Akbük küçücük bir yer.
Bir ucundan bir ucuna 10 dakikada yürüyebilirsiniz.
Diğer kamp alanlarında olduğu gibi burada da çadır, karavan ve bungalov ev seçenekleri var.



Ortada ortak kullanılan, yemek masaları ve televizyonun olduğu bir kamelya var.
Çevre düzenlemesi de hoşuma gitti.




Daha önce karavanda da kalmadım, aslında onu da denemeyi çok istedim ama önceliği çadıra verdim.
Girişe yakın kısımdaki alana bir araya kurulmuş, rengarenk çadırlar vardı.
Çadırlar 4 kişilikmiş.
Tek kişi için oldukça genişti yani.
Bana kırmızı çadırı verdiler, böylelikle ilk çadırım da kırmızı olmuş oldu.




Çadırın dışında çamaşır ipi ve priz vardı.
Tuvalet, banyo ise ortak kullanılan alandaydı.
Ortak olmasına rağmen beklediğimden çok daha temiz ve iyi durumda buldum.
Çadırların önünde masa, sandalye ve en çok sevdiğim kısım olan, en çok vakit geçirdiğim salıncaklar vardı.
Gider gitmez kendimi denize attım, akşama kadar yüzdüm ve denize karşı kitabımı okudum.
Kürk Mantolu Madonna tatilimin ilk kitabı oldu.


Akşama doğru sahil boyunca dolaşırken teknelerin olduğu kısımda bolca deniz kestanesi olduğunu sandığım şeyler gördüm.
Teknedekilere sorduğumda onayladılar.
Ama deniz kestanesinin temiz sularda bulunduğunu söylediler.
Evet, Ege'nin tamamında olduğu gibi, burada da deniz tertemizdi ve dibi görünüyordu.
Deniz kestanelerinin bulunması da bunu doğruluyormuş.
Gerçi bu bilgi pek içimi rahatlatmadı.
Ama en azından yüzerken kendileriyle karşılaşmamış olmak mutluluk vericiydi.


Kötü olan kamp dışında yapacak bir şeyin olmamasıydı.
Ben de tekrar kamp alanına döndüm, kampı dolaştım ve salıncaklara geçip kitabımı okudum.
Seçim sonrası olduğu için çok fazla kalan yoktu.
Yan çadırımda ve en yakındaki bungalovda kalanlarla tanışıp sohbet ettim.
Siz siz olun, Muğla'ya asla sinek kovucunuz olmadan gitmeyin.
Neyse ki komşularım benimle paylaştı da biraz olsun rahatladım.

Gece çadırın içinin çok sıcak olacağından endişeliydim.
Gündüz sıcak olmasına rağmen gece gayet serindi.
Yorgunluğun da etkisiyle mışıl mışıl uyumuşum.
Sabah ise kollarım ve bacaklarımda sayamadığım kadar, çeşitli ebatlarda kırmızı ısırıklar vardı :)

Grup olarak gidildiğinde çok eğlenceli olacak bir yer.
Bu şekilde gitmek isterseniz kesinlikle tavsiye ederim.
Tek başına ise tam kafa dinlemelik.
Yalnız sakın kampta kahvaltı ya da yemek yemeyin, tuzlu bir fatura çıkarıyorlar.
Gidin marketten bir şeyler alıp yiyin!!

Bana kafa dinlemek için 1 gün yetti.
Ertesi gün Akyaka'ya gitmek üzere yola çıktım.
Ulaşım biraz problemli.
Aracınız yoksa saat 18:00'e kadar Muğla'ya araç var, ama Akyaka'ya gitmek istemek sıkıntılı oldu.
Girişi ücretli olan bir yere giden araçları kaldırmak hangi akla hizmetse, kaldırmışlar.
Kamp sahibi Dilek Hanım ve oğlu Serdar sağolsunlar, bir kaç yere telefon edip Akyaka araçlarının beni almasını sağladılar.

Çadır maceram da böylelikle bitmiş oldu ve Akyaka'nın eşsiz güzelliğine doğru yol aldım.
Ölmeden önce yapılacaklar listeme de böylelikle tik'lerimi atmış oldum :))







5 yorum:

  1. çok güzel yerlermiş doğrusu :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. kesinlikle.. sit alanıymış ama yakında oteller yapılacakmış ne yazık ki :((

      Sil
  2. ben bir azmakbaşı camping 15.07.2016 ve 03.09.2016 tarihleri arasında eski çalışanı olarak çok ama çok söylenecek şeyler oldugu düşünüyorum ..
    ben eşimle beraber orda çalıştık ve bir çok şey gördük biz emir kulu oldugumuz için yapmamamız gereken şeyleri yapmak zorunda kaldık bir çok şeyi anlatmak isterim .
    evet kahvaltıdan bahsediliyor tarihi geçmiş bayat yumurtalar özellikle çok ucuz oldugu için alınıyormuş biz bayat desekde sen koy bir şey olmaz denildi birde muşterinin tabagından artan biber bal reçel tereyagı zeytin patates varsa çöpe atmamamız bir sonrakı gün başka müşterinin tabagına koyuyorduk hatta dibinde kalanı bile bir kaba sıyırıp ertesi gün kullanıyorlar. içinde kırıntı pislik varsa onlar ayrılıp konuyor rezillik.
    kampın çadırında kalıyorsanız bungalovlarda kaldıysanız dikkattt..!!
    müşteri bir gece yatmışsa nevresim yastık kılıfı çarşaf temiz görünüyorsa ütüle tekrar serin denildi deterjana elektirige yazıkmış.
    bungalovları tuvalet banyoları suyla deterjanla çamaşır suyuyla yıkamayın 2 fıs fıs sıkın bezle silin peki neden hem zaman kaybıymış hem kullandıgın malzemeye yazıkmış. vah vah..
    yaylı yatak olarak konulan pislik içindeki idrar ve ter yağ lekeleriyle dolu yataklarda yatmaya mecbursunuz inanmıyorsanız çarşafı kaldırıp yataklara yastık kılıflarını çıkarıp yastılara bakın....
    mutfakta hijyen namına bir şey yok siz müşterisiniz en doğal hakkınız mutfaga girip bir kontrol edin tabi sokarlarsa içeriye sinek pislikleri yağ lekeleri yoğun bir koku çünkü tuvaletin dibinde mutfak .
    her gelen müşteriye sitelerde bize 5 yıldız verin diye yalvarmaları cabası azmak diye bataklık ve sazlık var denize 200 mt ama girebileceginiz deniz 1 km ilerdeki koya yolluyorlar.
    bungalovlarda kalıyorsanız sıcak su var 24 saat ama çadırdaysanız sıcak su 5 e kadar çunku cok para veren bungalov muşterisine gece lazım olur diye kapatıyorlar. yok bitiyormuş yok güneşin açısıymış yalan yalan ...
    gece sivri sinek ler bildigin saldırıyorlar gündüz arılardan yemek yiyemiyorsun kamptaki bir çok eşyayayı yataklar dolaplar sandalyeler masalar çatal bıçak kaşık vs. zaten hurdalıklardan toplamışlar zaten belli oluyor hepsi leş gibi
    dikkat!! bıçaklar çatallar paslıdır gitmeden tetanoz aşısı yaptırmayı unutmayın...
    zaten iyi yazan muşterilerin çoguna yıkama yağlama yapıyorlar.
    not : biz bunlara daha fazla göz yummak istemedigimiz için işi bıraktık.....yazık insanlar oraya emekleri alın teriyle biriktirdikleri parayla geliyorlar ve bu para göz işletmeci kişiler sizleri kandırıyorlar ..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 2 yıl gecikmeli uyarınız için teşekkürler Cem Bey!
      Aslında ne kadar dikkatli tüketiciler de olsak tatil söz konusu olduğunda çok dikketli davranmadığımız bir gerçek. belki yılın yorgunluğunu atmaya odaklandığımız için kafa yormuyor olabiliriz, ben öyleyim en azından.
      Ya da belki fiyat uygun gelince mi tolere ediyoruz acaba?
      Yine de bundan sonra daha dikkatli olmak adına siz üzerinize düşeni yapmışsınız. Teşekkürler..

      Sil

söyleyecek bir şeyin vardır mutlaka

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...