Erken kalkıp denize gitmeli, deniz dindinken, tertemizken.
Sonra kahvaltı denize karşı yapılmalı.
Güneşlenilmeli güneş henüz kavrmuyorken.
Ama bugün hava pek bi sıcak, bugünlük gerek yok kavrulmaya!
Kara kız olursun sonra, güneş lekeleriyle dolarsın hem.
İyi madem, işe gideyim ben olmadı, değişiklik olur bana da.
İnanmış gibi görün, çaktırma..
Sezlongu, denizin kokusunu, dalgaların sesini uzaklarda bırakıp, masana, bilgisayarına dönmek kolay mı?
Şortum nerede, ya terliklerim?
Bikinimi içten mi giysem ki?
Psikolojin nasıl dayanır buna?
Yavaş yavaş, ürkütmeden.
Hımm Ramazan mı gelmiş bi de.
Anlıyorum..
Peki bünyedeki bu sevgi pıtırcığı halleri neyin nesi?
Surata yapışmış aptal bi sırıtma.
Literatürde rastlanmayan sevgi sözcükleri.
Bi romantik şarkılar dinlemeler, yetmiyormuş gibi söylemeler.
Daha gözünü açamadan gülümsemeler..
Hadi bana bişeyler oldu.
Evde kendiliğinden bulaşık yıkayan kardeş de ne?
Yani bin kere söylemek yok mu?
Tartışmak?
Arbede çıkardıktan sonra birlikte yıkamak?
Ya hergün eve gelen arkadaşları?
Beni sokmazdı arkadaş ortamına bu bacaksız?
Yan odadaki uyuz kızla bu muhabbet nereden çıktı?
Gülümseşecek miyiz biz artık böyle?
Bana ne ki tatilde ne yaptığından?
Bu kadar cümle kurmuyoduk biz önceden?
Bilemedim ben bilemedim.
Yahu topu topu 1 haftacık gittim.
Hangi birine adapte olayım bilemedim..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
söyleyecek bir şeyin vardır mutlaka