Düğün biter, geriye fotoğraflar kalır.
İnsan çocuklarına göstereceği güzel fotoğraflar olsun istiyor.
Bana çok yakın bir arkadaşım dış mekan çekimlerini düğünden sonra çektirmem tavsiyesinde bulunmuştu.
Çok içime sinmedi.
Tekrar hazırlanmakla uğraşmak istemedim.
Sonra o ilk günün heyecanının yüze yansımasını fotoğraflara başka bir canlılık katar diye düşünüyordum.
Düğün fotoğrafçısı olan iki genç arkadaşımız var.
Onlarla görüştüğümüzde de aynı şeyi söylediler ısrarla: Dış mekan çekimlerini düğün günü çekmeyelim, düğünden sonra bir gün çekelim diye.
Bir kere düğün günü öğleyin çekmemiz gerekiyor, güneş tam tepedeyken fotoğraf güzel çıkmaz dediler.
Öğleden sonraki sarı ışığı kullandıkları fotoğrafları gösterdiler.
Zorla ikna oldum.
Çok da iyi bir şey yaptığımı şimdi anlıyorum.
Bir kere fotoğraf derdi olmayınca sabah rahat rahat kalktım, kahvaltımı yaptım, duşumu aldım.
Son hazırlıklarımı yaptım.
Kuaförüme gittim.
Kuaförden sonra direk otele geçtik.
Ve biz otele girdikten sonra yağmur başladı :)
Otelde düğün fotoğraflarını çekecek olan fotoğrafçı otelin anlaşmalı fotoğrafçısıydı.
İçeride bir kaç çekim yaptık.
Bir de düğün sırasındaki çekimleri yaptı.
Balayından sonra ancak 1 ay sonraya fırsat bulabildik çekimler için.
Martta evlendiğimiz için biraz havanın ısınmasını bekledik.
Bir hafta da yağmur nedeniyle ertelemek zorunda kaldık.
İlk tercihimiz açık hava müzesiydi ama son kararımız renkli bitkilerin olduğu bir park oldu.
Çekim yapacağımız yer kalabalık olmasın diye hafta içi bir güne ayarladık.
Nihayet çekim günü geldi.
Kuaförümle zaten önceden konuşmuştum bir kez daha geleceğimi.
Bu nedenle ikinci gelin başımı ve makyajımı normal topuz fiyatına yaptı, ki kuaförler buna alışmış zaten.
İkinci kez gelinliği giymek çok keyifliydi.
Öğleden sonra fotoğrafçı arkadaşlarımızla buluştuk.
Tam 3,5 saat çekim yaptık, rahat rahat, koşturmadan.
Parkın her köşesinde.
Düğüne yetişme derdimiz yoktu.
Saçım bozuldu, makyajım aktı, gelinliğim kirlendi derdim yoktu.
Terledim derdimiz yoktu.
Defalarca tekrarladık, istediğimiz kareyi elde edene kadar.
Çimlere yattık, koştuk, zıpladık, gönlümüzden geçeni yaptık, klasik pozlar, şımarık pozlar..
Çok güldük, çok keyif aldık.
Yüzümüze gelince, düğün gününün yüze yansıması diyordum ya, tam tersi o günün gerginliği, her şey yolunda gidecek mi stresi iyi ki yüzüme yansımamıştı.
Evliliğin nasıl bişey olduğunu anlamış olmanın verdiği ayakları yere basan bir mutluluğumuz vardı.
Ben denedim, iyi ki öyle yapmışım diyorum..
Dış mekan çekimlerini düğünden sonraya bırakmanızı şiddetle tavsiye ediyorum.
Bulunduğunuz yerde fotoğraf çekinilebilecek mekanları araştırabilirsiniz. Fotoğrafçılar da bu konuda yardımcı oluyor.
Mekan hakkında bir ön bilginizin olması, mümkünse daha önce gidip görmeniz fikir vermesi açısından iyi olabilir.
Yanınıza balon, sepet, el buketi... vs. gibi aksesuarlar alırsanız fotoğrafta hoş çıkıyor.
Sonrasında eğlenmenize bakın, keyif alın..
Gerçekten çok keyifli olmuş özellikle 3. fotoğrafa bayıldım benim niyetimde sonrasında çektirmekti ama sadece nikah kıyılacağı için aynı gün yaptırabilirim diye düşündüm bir de 1 ile 30 nisan arası (bu arada inşallah nisan olur da aksilik olmaz ) lale festivali oluyor o zaman denk gelecek gibi gözüküyor :)
YanıtlaSilsıkma canını tatlım, hayırlısı olsun.
SilUmarım gönlünce olur..
Allahım resmen evlenesim geldi mutluluklar :) darısı tez vakitte başıma inş :) bu arada bloguma da beklerım sevgiler
YanıtlaSilGönlünce olur umarım :))
Sil