4 Ağustos 2012 Cumartesi

Uyumsuz Defne Kaman'ın Maceraları "SU"

Sağlam bir Buket Uzuner hayranı olarak, yeni kitabı çıktığını duyduğumda heyecan duydum.
Kaç defadır kitabevinde elime alıp, evirip çevirip bıraktım.
"Uyumsuz Defne Kaman'ın Maceraları" diyince böyle Tenten'in çizgi romanını okuyacakmışım gibi bi hisse kapıldığım için bi isteksizlik gelişti nedense.
Arkasını okuduğumda da şamanizm, kutagu bilig falan görünce ne alaka dedim.

Tam tatile gidiyorum, akşamında yolcuyum, valizimi haızrlıyorum; hangi kitabı alsam yanıma
diyordum ki kapı çaldı.
Ptt kargo görevlisi elime verdi ve gitti.
"Kitaplaşalım mı" etkinliği dahilinde sevgili Tuvalet kağıdının benim için seçtiği kitap gelmiş.
Tatile gideceğimden ümidi kesmiştim o sırada ve Tuvalet kağıdından deniz kokusu da eklemesini istemiştim paketine.
Mükemmel bi seçimle SU kitabını yollamış bana.
Kocaman bi gülümseme oluştu yüzümde paketi görünce.
Ve böylelikle SU kitabı, sezlongda bana eşlik eden kitap oldu.


Tatillde çok okuyamadım ne yalan söyliyim.
Aslında başlangıçta da garip buldum kitabı.
Buket Uzuner'in kitaplarında güçlü kadın karakterler vardır, ne istediğini bilen, azimli, inatçı, kararlı; ve aileden gelen derinn yaralar taşıyan derinlerde.
Ümit Kaman hiç bu tarife uymuyordu.
Derken Sahaf Semahat katıldı bize.
Ardından Umay Nine.
Defne Kaman'ın iç dünyasına da girince tamam oldu.
Bi baktım canım şeftali çekti diye markete gidiyorum.
Bi baktım rüyamda yunuslarla yüzüyorum.
Etkiliyor yani insanı.
Tahtaya vurmanın, nazar boncuğu takmanın, nane limon kaynatmanın, kurşun döküp ağaçlara çaput bağlamamnın Şamanizm geleneklerinden kaldığını öğreniyorsun.
Aqua parklardaki yunusların sesler ve esaret yüzünden intihar ettiğini.
Manas destanındaki Prenses Ayçöreğini.
Bir de "neredeyse" sözcüğüyle aynı işlevde kullanılan "hangiyse" kelimesini (gerçi bunu pek sevdiğimi sanmıyorum)..

Ama öyle bi bitiyor ki!
Olmaz diyosun, burda bitmemeli bir kitap.
TOPRAK, HAVA, ATEŞ gelecekmiş ardından.
Dörtleme olacakmış meğersem.
Okuyacak üç kitap daha çıktı bana.

Sana tekrar teşekkür ederim Tuvalet kağıdı.
Çok keyif aldım, çok sevdim kitabını.
Kitap ayıracı için ayrıca teşekkür ederim.
ona da bayıldığımı belitmeden geçemicem.

Kesinlikle ve kesinlike tavsiye ederim SU kitabını.
Ve altını çizdiğim satırlardan bazıları:

"Kalplerini gülümseme maskesi ardına saklayarak daha fazla kırılmaktan korumaya çalışanlar, bir gün sahiden gülümseyemediklerini farkederler.  Çünkü, artık gülüşün gerçek dürtüsünü ve rengini unutmuş, böylece yitirmişlerdir. Unuttuklarımızı yitiririz! Ancak daha önce incinmiş olanlar, hüzünlü bir gülüşün arkasına saklanarak, güvende olmayı, unutma acısına tercih ederler çoğunlukla.. "

"Dünya, aradığını çok isteyenin bulmak, az isteyenin şikayet etmek, hiç istemeyeninse seyretmek için zaman harcadığı bir gezegen değil mi?"

"Zeki kadınlar kadar erkekleri korkutan iki şey daha vardır: güzel erkekler ve çok iri zenciler."

"Göklerde özgürce uçan kuşlara özenen tavşanın biri, kuş gibi uçayım derken uçurumdan düşmüş, tavşanın çıtır çıtır yediği havuca özenen bir kuşsa tavşan olmaya çalışırken havucu parçalayacak dişi olmadığında boğulmuş, ikisi de ölmüştü. "Bu yüzden herkes kendi kalmalı" dedi ninem bana. "Hayatta en iyisi, başkaları gibi olmaya çabalamak yerine, kendin gibi kalmak, kednine ve başkalarına hayırlı kılmaktır. Kendine hayrı dokunan kutludur, başkalarına da hayrı dokunur ki, daha da mutlu olur." 

"Çıkarsız paylaşılan saf mutluluk o kadar eşsiz ve nadir bir güzelliktir ki, onun bu yüzden dünyada daima en çok kıskanılan vesatın alınamayac tek mutluluk olduğu söylenir."




1 yorum:

  1. Beğendiğine o kadar çok sevindim ki. :)
    Tavsiyene uyup okuyacağım ben de bu kitabı.

    YanıtlaSil

söyleyecek bir şeyin vardır mutlaka

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...