İKi Cami Arasında Aşk

İki Cami Arasında Aşk_Mürvet Sarıyıldız

Dün başlamıştım, bu sabah bitirdim.
Mimar Sinan'ın Mihrimah Sultan'a olan platonik aşkını anlatıyor.
Mihrimah on beşinde, Sinan ellisine gelmek üzeredir.
Üstelik de 3 yıl önce ikinci eşiyle evlenmiştir.
Karaboğdan seferinde Mihrimah'ı görmesiyle tüm hayatı alt üst olur.
Sonrasında kendini sanatına verir.
Bilindik bir hikaye diye rahatça yazıyorum, zaten arka kapakta da var bu kısımlar.
Hala Sinan'ı tanıyor, hayranlık duyuyorsak, Mihrimah Sultana olan aşkı nedeniyle.

Kitabın dili akıcı.
Yazılar sadece sağdaki sayfada, sol taraf boş.
Bu durum kitapla ilgili beni kızdıran bi noktaydı.
Yazık diil mi onca ağaca?
Boş sayfa kullanmak kitabı daha karizmatik kılmıyor!!!!

Diğer bi durum, işin magazinel yanına kaçmış bence yazar.
Biraz daha tarihi bilgilere yer verilse daha iyi olurdu.
Hürrem'in oyunlarından üstünkörü bahsedilmiş.
Bilmesem, kızının iyiliğini düşünen bi anne sanıcam.
Daha önce okuduğum kaynaklarla da tezat düşen bilgiler var içinde.

Üzüldüm okurken.
Kızı yaşındaki hatunun aşkından eriyen Sinan'a mı üzüleyim,
Kocasının başkasına aşık olduğunu görüp onunla birlikte solan karısına mı üzüleyim -ki kızım çek git, ne diye kocamdır diye ömrünü çürütüyosun yanında, bak dokunmuyo sana hiç bi hayrı işte diye silkeleyesim geldi omuzlarından-
yoksa cihan padişahının ve onu bile parmağında oynatan Hürrem'in biricik kızı olmasına rağmen bu kadar zayıf, bu kadar mutsuz, bu kadar hayatı hakkında en önemli karar olan eş seçiminde bile söz hakkı verilmeyen bi sultan olan Mihrimah'a mı üzüleyim bilemedim.
O da bu kadar korkmasaymış annesinden dedim sonra.

Kolay okunan bi kitap.
Az da olsa tarihle ilgili birşeyler öğreniyorsun ama amacın bu olursa hayal kırıklığı olur.
Bahsedilen iki caminin özelliği bile üstünkörü geçilmiş.
Kitaptan anlaşılmıyor.
Ya önceden biliyor olmak ya da araştırmak gerekiyor.
Kİtap sadece aşk ve aşk acısı üzerine kurulmuş.
Mükemmel diil, ama okunabilitesi ortalamanın üzerinde bir kitaptır diyorum..

Ve bunlar da altını çizdiklerim:
"Aşk çaresiz bir derdin içinde kaybolmak mıydı, kaybolduğunu sandığı çaresizliğin içinde bir çare bularak yarayı sarmak mı? (Kitabın ilk cümlesi bu)"

"Her aşkın bir yalnızlığı vardır yanı başında, vuslat gelmediği zaman yaralı yüreği avutur.."

"Bitimiz yok ki talihimiz güle.."

"Aşk, dedi Derviş Ali, dünyada kavuşmak çin değildir. Kavuştuğunda aşk olmaktan çıkar. Vuslata eren gönül, gün gelir bıkıp usanır. İçinde her an ona kavuşma ümidi olmasa bunca camiyi, hanı, hamamı nasıl yapardın?"

Ek Bilgi:

Mimar Sinan üsküdarda padişahın isteği üzerine 8 yılda Mihrimah Sultan Camisini yapmıştır.
14 yıl sonra ise padişahtan habersiz,  Edirne kapıda, ıssız bi yerde ikinci bir camiyi, Mihrimah'ın doğum günü olan 21 Marta yetiştirmek üzere 6 ayda yapmıştır. İki caminin de yeri özenle seçilmiştir. Güneşin doğum ve batım yerleri tespit edilerek yapılmış camilerdir. Edirnekapı’daki ve Üsküdar'daki Mihrimah Sultan Camiileri’ni aynı anda görebileceğiniz bir yer tespit edin. Günbatımında (elbette, yılın sadece bir gününde ki o gün 21 Mart) göreceğiniz muhteşem manzara şudur: Edirnekapı Camii’nin tek minaresinin arkasından güneş batarken, Üsküdar’daki caminin minareleri arasından ay doğmaktadır! 
İşte aşk diye buna derim ben..