22 Mart 2013 Cuma

İnatla: NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!


Atam "soylu milletim yolumuzdan ayrılmaz" demiş.
"Soylu" milletin hala yolunda Atam!

Diğerlerine inatla:

KORKMA, SÖNMEZ BU ŞAFAKLARDA YÜZEN AL SANCAK;
SÖNMEDEN YURDUMUN ÜSTÜNDE TÜTEN EN SON OCAK
O BENİM MİLLETİMİN YILDIZIDIR, PARLAYACAK;
O BENİMDİR, O BENİM MİLLETİMİNDİR ANCAK!!




18 Mart 2013 Pazartesi

İlk blogdaş mimim





Blogdaş etkinliğinde linklerimizi paylaştığımız rengarenkyakamoz mimlemiş beni.
Bekleyen diğer mimlerim var, ödevini yapmadan okula gidip öğretmenin gözüne bakamayan öğrenci gibi hissediyorum kendimi mimleri cevaplamayınca.
Sıcağı sıcağına cevaplıyorum hemen bu mimi.
Her bir soru üzerine bir post yazılır aslında ama aklıma ilk gelenleri söyleyeceğim:

1- En son kime yalan söyledin? Niye?
En son bu sabah kendime söyledim. Bugün okula gitmeyip tezime bakacağım biraz dedim. Şimdiye kadar tv izledim, şimdi nette geziyorum. aklımın bi ucunda da Koçtaşa gidip saksı ve toprak almak var kaktüslerim için. belki akşam yemeğinden sonra teze sıra gelir :S

2- Biz okumuyoruz farzet, kendine bir itirafta bulun.
Göbek aldı başını gitti. İyice tembel oldun kızım ya! İyi alıştın arabalarla gezmeye.  Kalk yürü biraz yoksa sığmayacaksın yazlıklara!

3- Şu an istediğin işi mi yapıyorsun?
İstediğim iş öğlene kadar uyuyup, öğleden sonra kredi kartı harcamalarını artırmak. Bihter Ziyagil'in işini yapmak istiyorum. Ama hayır, istediğim işi yapmıyorum.

4- Mutlu musun?
Bi mutsuzluğum yok şükür. Ama biri masaj yapsa, mırıl mırıl uzansam ben de, şu sırtımın tutulmaları geçse daha mutlu olur muyum? Kesinlikle olurum.

5- Keşke... ?
Keşke artık bahar gelse. Şu kalın giysileri kaldırıp atsak. Efil efil elbiselerle dolaşsak. Saçlarım hızlıca uzasa ve kendiliğinden dalga dalga olsa. Bir de keşke öğrencilerim azıcık istekli olsa. Ders anlatırken keyif aldığım tek şey, onları tek tek camdan attığım hayali olmasa.

6- Sence ideal eş nasıl olmalı?
Bunu biri en son sorduğunda 3 defa mail yazarak cevap vermiştim, daha da bitmemişti. Sonuç: yok öyle biri. O yüzden ideal eş, beni eşi olmaya ikna edebilen ve elinde tutabilendir diye kendime oynanayım burada :)

7- Nerede yaşıyorsun ve ömrünü nerede geçirmek istiyorsun?
Ankara'da yaşıyorum. Ömrümü ise Avustralya'da koala bakıcısı olarak geçirmek isterdim. O tombul, tembel gagalı ayıcıkları kucağıma alıp beslemek isterdim.

8- Korkuların neler?
Evde tek başımayken ölmekten ve uzun süre bulunamamaktan korkuyorum. O da kendim için değil, bi kedim var. Zavallıcık aç kalır ve beni yemek zorunda kalırsa annem "kızımı mı yedin sen" diye nefret eder, kedimi sokağa atarsa diye. Evet, kurguda üzerime yok. Ama aklıma geliyor işte. Bir de dişçiden ödüm kopar. Bir de karanlıktan korkuyordum ama o hafifledi.

9- Seni en çok ne mutlu eder?
3 gün boyunca yapmam gereken bir şey olmasa ve bütün gün uyusam, sadece yemek molası vermek için uyansam şu sıralar inanılmaz mutlu olurum. Ama ille de olabilecek bir şey istemem gerekiyorsa beklemediğim bir anda birinden gelen minicik, beni hatırladığını gösteren bir mesaj da beni çok mutlu eder. Sırıtarak dolaşmaya başlarım ortada.

10- Hayatında en çok utandığın an/anı?
Ya bu soruda aklıma gelen sahne hep aynıdır. Orta 2 deyim (şimdi 7. sınıf deniyor). İngilizce dersinde ski (kayak yapmak) kelimesini öğrenmişiz. Okuldan sonra Hayri Amca gelip bizi alırdı, tüm lojmanın çocuklarının servis şoförüydü kendisi. Çok da severdim, çok eğlenceli bir amcaydı, kulakları çınlasın. Servise bindik, aklıma takıldı, ski ne demekti hatırlayamıyorum. Diğer arkadaşlarıma soruyorum. Hayri amca duydu ve yardımcı olmaya olmaya çalıştı. Ben de kelimenin harflerini saydım ama yanlış sırada :S Hayatımda o kadar utandığım bir an daha hatırlamıyorum.

11- Kendinde en sevmediğin özellik?
Sabırsızım. Ve çok kolay sıkılıyorum.


Ve bu mimi Ebru i.S'ye yolluyorum..

17 Mart 2013 Pazar

Blogdaşım olur musun?


Takip ettiğimiz blogları takipçilerimize tanıtmak ve onların takipçilerine blogumuzun sesini duyurmak amacı taşıyor bu etkinlik.
Böylelikle hem tanıyor, hem kendimizi tanıtıyoruz.
Ben çok sevdim bu fikri ve katıldım.
Nasıl katılıyoruz?
Benimle blogdaş olmak isteyenler  kendi linklerini yorum olarak bırakıyorlar.
Sonra kendi bloglarında "blogdaşlar" bölümü açıp oraya benim blogumun linkini ekliyorlar.
Ben de kendi blogdaşım olarak onların linkini ekliyorum.
Böylelikle birlikten kuvvet doğuyor.
Ne hoş bir etkinlik değil mi?

Benimle blogdaş olmak isteyenleri bekliyorum..


15 Mart 2013 Cuma

Bize bir Malaga lütfen!


Bugün önemli bir gün.
Saat 13:00'te Şampiyonlar günü kura çekimleri var ve Galatasaray'ın çeyrek finalde oynayacağı rakip belli olacak.
Kolay atlatılacak bir rakip gelsin de bu turu da geçelim istiyorum sağsalim..
Adaylar çok feci çok!

Real Madrid: Şampiyonlar ligini 9 kere kazanmış arkadaş. 10.yu istiyor haliye. Aynı zamanda İspanya şampiyonu.

PSG: Arap desteğiyle bir zamanlar parlıyordu. Şimdi biraz zayıflamış durumdalar.Ama kadrosu oldukça sağlam.

Barcelona: Allahım sen koru! Şu an dünyanın en iyi takımı olduğu söyleniyor. Lütfen bu gelmesin, lütfen!!

Juventus: Şike yüzünden küme düşürülünce kadrosundaki yıldızlardan da oldu. Ama yıldızsız da parlayabiliyor kendileri. İtalya şampiyonu.

Bayern Münih: Kupanın favorilerinden. 

B. Dortmund: Almanya şampiyonu kendileri.Ölümcül bir gruptan sağ çıkmayı başardı. Hırslı bir takım. 

Malaga: İşte bu; gel bize bebeğim! Arap sermayesiyle yükselirken sermaye çekilince zorda kalmış olan ve UEFA'nın 4 sene kupaya almayacağını söyledi bir takım. Maddi sıkıntısını için bir yol olarak görüyor Şampiyolar Ligini de.

sabah oda arkadaşım "Barcelona çıkmış kurada" dedi. 
Yüreğime iniyordu.
Deneme kurasıymış.
Bunun da denemesi mi olurmuş yahu!
Allah muhafaza, bir daha göstermesin o sonucu..

Yazarken düşündüm de, ne var yani, biz de Türkiye Şampiyonuyuz!!

Şimdi nefesleri tuttuk burada, bekliyoruz.
40 kere söylersen olurmuş:
Malaga Malaga Malaga Malaga Malaga Malaga Malaga Malaga
Malaga Malaga Malaga Malaga Malaga Malaga Malaga Malaga
Malaga Malaga Malaga Malaga Malaga Malaga Malaga Malaga
Malaga Malaga Malaga Malaga Malaga Malaga Malaga Malaga
Malaga Malaga Malaga Malaga Malaga Malaga Malaga Malaga

13 Mart 2013 Çarşamba

Gururumsun


Bir kez daha gördük ki azmin, inancın gücünün elde edemeceği şey yok!
İyi ki Galatasaraylıyım.
Daha nice başarılara Cimbomum..

11 Mart 2013 Pazartesi

Kayıp Gül Ekim Yağmurları-Serdar Özkan




Yayınevi: Artemis Yayınları
Sayfa Sayısı: 206
Basım Yılı: Ekim 2012

Geçen yıldan beri Serdar Özkan kitaplarına karşı ayrı bir sempatim var.
Kayıp Gül 1 ve 2'yi keyifle okuduktan sonra "Ekim Yağmurları"nın çıktığını duyunca hemen aldım. Okumak için zorlukla bekledim ama haftaya Tez İzleme Komitem olmasına rağmen (belki de bu yüzden) araya sıkıştırdım.
Zaten 2 günde bitirdiğim bir kitap oldu.
İnsanı hiç yormuyor, akıp gidiyor, herzamanki masalsı tarzında.
Bu defaki kitabında Mevlana öğretisine yer vermiş Serdar Özkan.

9 Mart 2013 Cumartesi

Hayat "an"lardan ve seçimlerden ibarettir


Bazen her şey sadece görünüşten ibaret gibi gelir.
Bazense derinlikler tüm cazibesi ile bizleri çağırıverir…
Bazen kendimizi yalnız, terkedilmiş hissederiz.
Bazense bir dost meclisinden, diğerine koşarak gideriz…
Bazen hayat karmaşık ve içinden çıkılmaz bir denklem gibidir.
Bazense imkânsızlıklar içinde dahi yaratıcılığımız aşka gelir…
Bazen bardağı dolu değilde hep boş görürüz
Bazense tüm zorluklara rağmen hayat serüveninde umudumuzu hiç kaybetmeden yürürüz…
Peki hiç düşündünüz mü nedir bu zıtlıkların sebebi?
İşin sırrı, aslında hayat sadece bizim seçimlerimizde gizli değil mi? Ne dersiniz?” Voyage – Hayallere yolculuk
İşte o seçimler.. Bir gün 86.400 saniyeden oluşur, yaklaşık 100.000 kalp atışı. Her bir saniye sonsuz seçenekler, olasılıklar ve kararlardan oluşur fakat bunlardan yalnızca ve yalnızca biri gerçekleşir, işte bu o anlardan biri..
Yanı başınızda oturup kahve içen birisi ile hiç konuşmadınız ya da konuşmaya başladınız ruh eşinizi buldunuz belki en yakın arkadaşınızı  ya da macera ortağınızı buldunuz..

(2009 AFI ödüllü kısa film)

Alıntı: http://gokii.net/2012/08/bir-gun-86-400-saniye

8 Mart 2013 Cuma

Güzel bir varlık olan kadınlarıma



Dağa çıkıp bebek kanı döken oğluna "nolursa olsun evladımdır" diye sahip çıkıp, sevdiğiyle kaçıp evlenen kızını gözünü kırpmadan vuran,
Amcası tecavüz ettiğinde amcayı bağrına basıp, kızını öldüren,
Kendi eksikliklerini kadına yükleyen,
Namuslu olmak için kadını çarşaflar arkasına, kapalı kapılar arkasına saklamanın yeterli olduğunu zanneden,
Kadına zarar vererek kendini aklayan erkek egemen sisteme
lafta önemli olduğumuzu göstermeye 1 gün ayırdığı için teşekkür ediyorum..
Toplumun önüne çıkardığı tüm engellere rağmen dimdik ayakta, 
var olmayı, 
birey olmayı başarabilen 
tüm hemcinslerimin Dünya Kadınlar Gününü kutluyorum..

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...