28 Ocak 2013 Pazartesi

Psikolojik testin yorumu


Cuma günü bir psikolojik test sorusu yöneltmiştim çölden kurtulmak için geride bırakmanız gereken hayvanlarla ilgili.
Gelelim yorumuna:

Çöl burada yaşamınızda karşılaştığınız zorlukları simgeliyor.
Zorluklarla karşılaştığımızda bazı şeyleri feda etmemiz gerekebilir.
Hayvanlar da sahip olduğunuz şeyleri simgeliyordu.
Çölden çıkmak için farklı mantıklar yürütmüş olabilirsiniz; kendinizi kurtarmak için size yardımcı olacağınızı düşündüğünüz hayvanı tutmak, size en az ihtiyacı olan hayvanı bırakmak vs gibi.
Bunlar sahip olduklarınıza olan bakışınızla ilgili.
Gelelim hayvanların anlamlarına:

Aslan = gururunuz
Maymun = Çocuklarınız
Koyun = Arkadaşlarınız
İnek = Temel ihtiyaçlarınız
At = Hırsınız

Son hayvan diğer herşeyi kaybetme pahasına vazgeçmediğiniz, zor durumlarla karşılaştığınızda sarıldığınız, sizi kurtaracağını düşündüğünüz şeyi temsil ediyordu.

Ben ilk arkadaşlarımı bıraktım ne yazık ki.
Hırsımla çıktım çölden.
Bu da benim için oldukça anlamlıydı.
Sonuçları beğenmeyebilirsiniz tabi ki, ama biraz düşünebilirsiniz kızmadan önce..

25 Ocak 2013 Cuma

Bir psikolojik test

Çöldesiniz ve yanınızda aşağıdaki hayvanlar var:
Aslan, İnek, At, Koyun ve Maymun.


Çölden kurtulabilmek için hayvanlardan birini bırakmanız gerekiyor.

Hangisini bırakırsınız? 
(İstediğiniz mantığı kullanabilirsiniz ama hangi hayvanı ne zaman bıraktığınızı bir yere not edin, bizim için önemli) 

Geriye 4 hayvan kaldı.
Çöl ateş gibi yakıyor! Kilometrelerce uzanıyor. Her yerde kum var. 

Bir başka hayvanı daha bırakmanız gerekiyor. Hangisini bırakırsınız?

Geriye 3 hayvan kaldı. 

Yürüdünüz, yürüdünüz, yürüdünüz. 
Sıcak, sıcak, sıcak. Felaket! Aradığınız vaha kurumuş! 
Bir hayvan daha bırakmaktan başka çareniz yok.

Geride 2 hayvan kaldı. 

Uzun sıcak bir yürüyüşten sonra ilerde çölün bittiğini görebiliyorsunuz. 
Fakat ne yazık ki çölden sadece bir hayvan ile çıkabilirsiniz. 
Hangisini bırakıp hangisini yanınıza alacaksınız?
Cevaplarınızı bir kağıda yazın.
Sonuçlar yorumlardan sonra..

kim öptü beni yahu?


Bi uyandım yüzümde bir ruj izi.
Biri öpmüş beni!
Kim öpmüş ki acaba??

23 Ocak 2013 Çarşamba

Favori kozmetik ürünlerim top 3 Mimi

Mimlerimi cevaplamadığımda ödevini yapmamış çocuk hissine kapılıyorum, mahçubiyet kaplıyor içimi.
Sevgili Ebru i.S. beni mimleyerek en sevdiğim üç kozmetik ürününü sormuş.
Dolabındaki ürün sayısı, buzdolabındaki yiyecek sayısından fazla olan biri olarak, itiraf edeyim 3'e indirmekte çok zorlandım.
Bu, hayır bu, hayır bu diye diye son kararımı verdim, ama yazarken bile acaba diğerini mi daha çok seviyorum diye düşünmeden edemiyorum.

Birinci tartışmasız, yıllardır evimden eksik etmediğim, onsuz hiçbir yere gitmediğim, mutlaka yenisini kullanmaya başladığımda yedeğini almış olduğum ürünüm: deotak koltuk altı deodorantım.

Terlemeyi önlemiyor ama terin rahatsız edici kokusunu önlüyor.
Başka bir ürün hiç kullanamadım onu keşfettiğimden beri.
İkinci favorim, şu sıralar yeni oyuncak almış çocuk gibi üzerine titrediğim oje matlaştırıcım.
Aslında mat bir oje almak için gittiğim kozmetikçide satıcı kızın gösterip tavsiye ettiği ve iyi ki almışım dediğim bir ürün bu.
Normal ojeyi sürüyorum, üzerine bunu sürüyorum.
Ojenin parlaklığını yok edip, mat ojeye dönüştüyor hemen.
Acaba bu renkte nasıl duracak heyecanınıyla sürekli diğer ojelerimle kullanıyorum.
Aldığım beri ojesiz gezmiyorum.
Üçüncüde çok zorlandım. Dermoday salyangoz toniği ağır bastı.
Alkolsüz, güzel kokulu ve yumuşak bir tonik.
Evet, sanırım 3 numaralı favori ürünüm de bu:
Bir de söylemeden geçemeyeceğim.
Çok sevdiğim bir ürün vardı, çantamdan eksik etmezdim. Neutrogena gliserinli el kremi.
Sürekli çatlayan ellerimi yumuşacık yapardı.
Ne yazık ki paraben içeriyor.
O yüzden artık kullanmama kararı aldım.
Ama yerine başkasını da koyamadım.
Onun gibi etkili, paraben içermeyen bir el kremi arayışı içerisindeyim.
Çok özlüyorum ama paraben içermeye devam ettiği sürece yollarımız bir daha kesişmeyecek :(

Hayırlı kandiller ve kabul edilecek hayırlı dualar diliyorum hepinize.
Umarım dualarınızda yer verirsiniz..


22 Ocak 2013 Salı

Kedilerden alınacak hayat dersi

1) Oyun fırsatlarını kaçırmayacaksın.
2) Yaşadığın anın keyfini çıkaracaksın.

3) Doyduğun kadar yiyeceksin.

4) Biri sana iyilik yaptı diye sahibin olmayacak.
5) Yine de kıymet bileceksin.

6) Tehlikeli bulduğun şeye yaklaşmayacaksın.
7) Meraklı olacaksın ama tedbiri elden bırakmayacaksın.


8) Temizliğine ve bakımına özen göstereceksin.

9) Sık sık gerineceksin.

10) İstediğini elde edene kadar ısrar edeceksin.
11) Özgürlüğünü kimseye kaptırmayacaksın.
12) Kafana koyduğunu yapacaksın.
13) Kendi isteklerini küçümsemeyeceksin.

14) Güzel bir masaja asla hayır demeyeceksin.

15) Numara yapmayacaksın.
16) Yaşadığın yeri sahipleneceksin.

17) Her zaman dingin ve huzurlu bir anı yakalamaya çalışacaksın.

18) Güneş buldun mu kıvrılıp uyuma şansını kaçırmayacaksın..
19) vee en önemlisi kendini beğeneceksin.

Bol gülümsemeli haftalar diliyorum.
(Salı salı mı diyeceksiniz, benim haftam yeni başladı da)

14 Ocak 2013 Pazartesi

Üzücü iki haber

Beyaz bilgisayar aldığımız Ümmügülsüm'ü
ve prenses dileğinde prensimiz olarak prensesimize eşlik eden Yiğit'i
dün ve bugün kaybettiğimiz haberini aldım.

Yaşamayı beceriksizce eline yüzüne bulaştıranlar, eziyete dönüştürenler,
ya da kendini sevdiğini sanarak, aslında yüreğinde sevginin kırıntısını bile taşımayanlar, kıskançlık içinde etrafına zehir saçanlar varken
ölüm hayata dört elle sarılan , masum çocukları almamalı ölüm!!

20 Aralıkta iletisine şöyle yazmıştı Ümmügülsüm:
Umudunu yitirme;
Şu hayatta bir şeyin bitişi,
Her zaman başka bir şeyin başlamasına sebep olmuştur...


Umarım senin için daha güzel şeyler başlamıştır Ümmügülsüm. Mekanları cennet olsun..
Ailelerine sabır diliyorum..

13 Ocak 2013 Pazar

Aslında Ayrılık da Yoktur_Seda Diker


İlk kitabı "Aslında Giden Erkek Yoktur"u severek okumuştum.
Bu nedenle bu kitabını görünce düşünmeden aldım.
İlginç bir hayat hikayesi var Seda Diker'in.
Uzun süre tüp bebek tedavisi görüp, olumsuzlukla sonuçlandıktan sonra yurtdışına gidip bilinçaltı ile ilgili eğitim almış ve hamile kalmayı başarmış.
Ondan sonra kendisini bilinçaltı uzmanı diye nitelendirerek, ilişkiler konusunda danışmanlık yapmaya başlamış.
Biraz Osho'dan, biraz Mevlana'dan, biraz Yalom'dan almış karıştırmış gibi bilgileri.
Ne felsefe, ne psikoloji, ne de mistik. 

8 Ocak 2013 Salı

Siz sıcak evlerde, ofislerde, onlar soğukta ve açlar

Kışı sevmiyorum.
Karı hiç sevmiyorum.
Kartopuymuş, kardanadammış sevmemi sağlamıyor.
Üşüyorum ben arkadaş!!
Ben üşüyorum peki onlar ne yapsın?
Ne gidebilecekleri sıcak evleri, ne sarılacak battaniyeleri var?
Üstelik kar her yeri kapladığı için artık yiyecek de bulamıyorlar.
Aç olunca daha da çok üşüyorlar.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...