Önceki yazımda bahsetmiştim kızımızdan.
Henüz 15 yaşında, yıllardır kanserle savaştığından ve doktorların yapabilecek birşey kalmadı dediğinden.
Bir isteği vardı, bembeyaz bir bilgisayarının olması.
Elimizden geleni yaptık, ulaşabildiğimiz her yana haber saldık.
Damlaya damlaya göl olur dedik, bir damla da senden olsun dedik.
Garip tepkiler aldık, onları geçmek istiyorum, bazıları belki Allah yardımcıları olsun diyip geçti, bazıları belki onu da demedi.
Ama bazıları var ki, onlar birer damla olmak istedi güçleri yettiğince.
Çevremde biriktirdiğim güzel insanlar vardı, beni yıllardır bilen, içimi dışımı herşeyimi tanıyan.
Serzenişte bulunduğum o önceki yazımdan sonra beni hiç tanımayan güzel yürekli insanlar da katılmak istediklerini söylediler.
Hem de ben kimim, neyin nesiyim bilmeden, sadece bu bolgdqa okudukları bir kaç cümleyle.
Devir kötü, kimseye güvenemiyorsun, duygu sömürüsüyle, yalanla dolanla neler neler yapılıyor.
Ama onlar bana inandı.
Çok teşekkür ediyorum Sevgili Fiamma, Sevgili kalbe giden yol ve sevgili Nalan.
Damlalarımız çoğaldı, gerçekten göl oldu, deniz oldu.
Ve o güzel yüzde koccaman bir gülümseme oluşturdu.
Şu gülümsemenin güzelliğine bakar mısınız:
Umarım doktorları yanıltır ve daha nice gülümsemeleri olur.
Dualarımız onunla ve tehlikeli hastalıklarla savaşan tüm çocuklarla..